2021 BÜTÇESİ EMEKÇİLERİN İŞ VE GELİR KAYBINA GÖRE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR 19 Kasım 2020,
Ülkemizde salgın ve ekonomik kriz koşullarında oluşturulan 2021 yılı bütçesi yurttaşları açlığa sürüklemekte ve yoksulluğu derinleştirmektedir. 2021 bütçesi yurttaşların eğitim, sağlık, beslenme, barınma gibi acil ihtiyaçlarını karşılamayacaktır.
2021 yılında bütçe giderleri 1 trilyon 346,1 milyar lira, faiz hariç giderler 1 trilyon 166,6 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 101,1 milyar lira, vergi gelirleri 922,7 milyar lira, bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörülmektedir.
2021 yılı merkezi yönetim bütçesi geçmişte gündeme getirilen ve bugün kadar hiçbirinin hayata geçmediği hedefleri tekrarlamaktadır. Eğitimde reform yapılacağı, ekonomide iç ve dış dengenin sağlanacağı, refahın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılacağı, para ve maliye politikalarının eş güdümünün sağlanacağı, sürekli ve kalıcı gelir kaynakları oluşturacağı, mali disipline önem verileceği, kamu kaynaklarının verimli kullanılacağı, sağlık sisteminin daha etkin hale getirileceği, tarımda üretim ve verimliliğin artırılacağı temennilerle dolu olduğu anlaşılmıştır.
Ülkemizde çalışma yaşamını, yurttaşların mutfaklarına girecek gıdaları, asgari ücretliler ile kamu emekçilerinin maaşlarını, ailelerin temel tüketim malları ile doğalgaz ve elektrik gibi pek çok hizmeti etkileyecek 2021 bütçesi, yoksuldan toplanıp zengine dağıtılan bir anlayışla hazırlanmıştır. 2021 bütçesinde emekçilerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunları görmezden gelinmektedir.
Salgın öncesi ve sonrasında artan kitlesel işsizlik sorununa çözüm üretmeyen, kamuda ve özel sektörden esnek ve güvencesiz istihdamın yaygınlaştığı, işçilerin kıdem tazminatı başta olmak üzere haklarının hedefe konulduğu bir dönemde hazırlanan 2021 bütçesinin emekçiler ve ülke ekonomisine ne getireceğini AKP iktidarı açık açık söylemektedir.
AKP iktidarı 2021 yılının bütçesinin sayısal verilerle hazırlamıştır ancak bütçe gelir ve harcamalarından etkilenen işçi, emekçiler, sendikalar ve meslek örgütleri ve yurttaşlar bütçenin dışında tutulmuştur.
2021 bütçenin emekçiler ve ülke ekonomisi açısından ne getireceğini söylüyoruz;
ü AKP iktidarı ekonomik krizin yükünü 2021 yılı bütçesiyle yurttaşlarını sırtına yüklemektedir.
ü Ülkemizde işçi, memur ve emeklilerin yıllık zam oranları, büyük ölçüde çarpıtılan rakamlara göre belirlenecektir. Yaşanan ekonomik krizin neticesi olarak artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon kamu emekçilerinin yaşamını ciddi bir şekilde etkileyecektir.
ü Ülkenin kaynakları yerli ve yabancı sermayeye kaynak yaratmak için düzenlenecektir.
ü Eriyen maaşlar, artan borçlar ve gıda artışları emekçilerin gerçek gündemi olacaktır.
ü AKP iktidarı; Türkiye’yi içine soktuğu ekonomik krizi büyütecek ve sebep olduğu toplumsal çürümeyi artıracaktır.
ü Emekçiler; temel besin maddelerini dahi karşılayamaz halde olacaktır.
ü Yurttaşların gündemi art arda gelen zamlar, büyüyen vergiler, küçülen maaşlar, işsizlik, yoksulluk, enflasyon ve hayat pahalılığı olacaktır.
ü 2021 Bütçesi; işçilere, kamu emekçilerine, çiftçilere, esnafa, öğrencilere, emeklilere, EYT’lilere kaynak ayırmaktan çok uzaktır.
ü Kamu gelirleri içinde önemli bir yer tutan vergi gelirlerinin ana kaynağı yine ücretli emekçiler olacak.
ü 18 yıldır büyük patronların talepleri doğrultusunda hazırlanan ‘ekonomik teşvikler’, yine patronlara vergi ve prim afları, ekonomi politikalarının vazgeçilmezi olacaktır.
ü Bütçe kaynaklarının halkın ihtiyaçlarından çok, yandaş müteahhitlerin, yerli ve yabancı sermaye gruplarının çıkarları doğrultusunda kullanılmaya devam edilecektir.
ü Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da ‘Bütçeden en çok pay eğitime ayrıldı’ yalanı tekrarlanacak.
ü Her yıl olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi birçok bakanlığın bütçesini geride bırakacak.
ü Bütçe kaynakları müşteri garantili projelerin garanti ödemesine para akıtılacaktır.
Sonuç olarak 2020 yılında kamu emekçisinin ve işçilerin payına; yoksulluk, açlık, sömürü ve güvencesizlik düşerken 2021 bütçesi, bütçenin asıl kaynağı olan işçi ve emekçilerin yaşadığı iş ve gelir kaybını telafi edecek, acil ekonomik ve sosyal ihtiyaçları karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
ü Kovid-19 salgını, TL’de yaşanan değer kaybı ve satın alma gücündeki azalma dikkate alınmalı ve temel tüketim ürünlerine hiçbir şekilde zam yapılmamalıdır.
ü Temel tüketim ürünleri üzerindeki dolaylı vergiler azaltılmalıdır.
ü Kamu hizmetlerinden tasarruf yapılmamalı, özellikle eğitim, sağlık, aile ve çalışma bakanlığı bütçeleri en az iki kat arttırılmalıdır.
ü Asgari ücret bir ailenin geçimini sağlayacak şekilde belirlenmeli ve tamamen vergi dışı bırakılmalıdır.
ü En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.
ü Kamu emekçilerinin ve işçilerin ücretlerine hedeflenen enflasyon oranında değil, gerçek enflasyon ve satın alım güçlerindeki azalma dikkate alınarak zam yapılmalıdır.
ü Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir.
ü 3600 ek gösterge tüm kamu çalışanlarına verilecek şekilde genişletilmelidir.
ü EYT’lilerin sorunları çözülmelidir.
BİRLEŞİK KAMU-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU
DIĞER HABERLER
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygı, Sevgi ve Sonsuz Özlemle Andık
10 Kasım 2024, 15:45 -
10 Kasım Sadece Anmanın Değil Anlamanın ve Anlatmanın da Günüdür
09 Kasım 2024, 18:12 -
Eğitim İş Sendikamızın Mülakata Hayır Eylemine Destek Verdik
09 Kasım 2024, 17:45 -
2025 Sefalet Bütçesini ve Enflasyon Oranlarını Protesto Ettik
04 Kasım 2024, 16:10 -
BASINDA AÇLIK VE YOKSULLUK RAKAMLARI ARAŞTIRMASI EKİM-2024
04 Kasım 2024, 15:01 -
ESENYURT’A ATANAN KAYYUM, DEMOKRASİYE DARBEDİR
03 Kasım 2024, 14:17 -
Kamucu Tavır E-Bülten 2. Sayısıyla Yayında
03 Mart 2022, 18:26 -
Kamucu Tavır Dergimiz 2019 Güz Sayı:5
03 Kasım 2019, 18:15 -
Kamucu Tavır 2019 Yaz Sayı:4
03 Temmuz 2019, 18:12 -
Kamucu Tavır 2019 Bahar Sayı:3
03 Mayıs 2019, 17:38