Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş 1 Haziran 2023 Tarihli Başkanlar Kurulu toplantısını yaptı.

Akar Otel’de gerçekleşen Başkanlar Kurulu toplantısında; Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, Genel Sekreteri Özgür Aras, Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük, Genel Örgütlenme Sekreteri Şükrü Balun,  Genel Eğitim Basın-Yayın Sekreteri Ahmet Kürtül, Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Mehmet Koç ve Genel Dış İlişkiler ve Ar-Ge Sekreteri Mücahit Dede  hazır buldular. Toplantı Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay,  Tüm Yerel-Sen Genel Başkanı Mücahit Dede,  Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Ulaşım-İş Genel Başkanı Cihad Koray, Güven Haber-Sen Genel Başkanı Ali Köse, Tapu Çevre Yol-İş Genel Başkanı Güven Nazmi Demiralp’in ve bağlı sendikaların MYK üyelerinin katılımı ile gerçekleşti.

Konfederasyonumuz Genel Başkanı Yeşildağ’ın açılış konuşmasının ardından Başkanları Kurulu’nun gündem maddeleri üzerinden, sendika başkanları düşünce ve taleplerini dile getirdiler. Gündemdeki maddelerin görüşülmesinden sonra Başkanlar Kurulu sona ererek sorunlara birlikte çözüm bulunması, örgütlü olarak hareket edilmesi konusunda fikir birliğine varıldı.

Hem ülkedeki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin önemli kalelerinden, hem kamu emekçisinin alın teri kavgasında yegane sığınağı olan konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş, aybaşında Başkanlar Kurulu toplantısı yaparak, ülke ve emek cephesindeki güncel gelişmeleri değerlendirmiştir.

Kuşkusuz, toplantımızın en yakıcı gündemi 14-28 Mayıs seçimleri ve sonuçları olmuştur.

Bu konuda Başkanlar Kurulu’muzun tespitleri şu şekilde ortaklaşmıştır:

Adil olmayan, bakanların vekil adayı oldukları halde istifa etmeden bakanlıkların imkanlarını; AKP’nin ise 21 yıldır yönettiği devletin tüm olanaklarını Cumhur İttifakı ve onun adayı lehine seferber ettiği bir seçim süreci yaşanmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın defalarca oy sayımı ve pusula düzenlenmesi gibi süreçlere kolluk kuvvetlerini dahil etme çabası başta olmak üzere, muhalif ittifaka uygulanan propaganda engelleri, ancak parti devletlerinde görülecek şekilde liyakatsiz mülki amirlerin iktidar için alenen çalışma yürütmeleri, gerçeğe dayanmayan kara propaganda çalışmalarıyla hedef gösterme gibi birçok vahim uygulama, seçim sürecinin demokrasi kültürümüze yakışacak şekilde geçip tamamlanmasına gölge düşürmüştür.

 Seçimin adalet terazisini eğen bunca haksızlığa rağmen ülkenin yarısına yakını değişimden yana oy kullanmıştır. Bu haliyle AKP’nin dahi net bir zafer olarak tarif edemediği seçim sonuçları, siyasi muhalefet ve toplumsal muhalefet için bir yenilgiden çok bir ders niteliği taşımakta, önümüzdeki dönem örgütlenmelerinin nasıl olacağına ışık tutmaktadır. Ve “ders, siz onu öğrenene kadar sürer” sözündeki gibi, bu seçim sonuçları doğru analiz edilmezse halkın değişim isteyen yüzde 50’sinin hayallerine yazık edilecektir. Bu konuda konfederasyon olarak, yöneticilerin yanlışlarını tespit edip kamuoyuna ifşa etme sorumluluğumuzu sürdürmek, hem emek hem de aydınlanma mücadelesi konusundaki koşumuzu hız kesmeden devam ettirmek konusunda kararlılığımız tamdır.

Başkanlar Kurulu’nun bir diğer yakıcı gündem maddesi ise Türkiye’deki emek mücadelesini baltalamak ve tek tipleştirmek için çıkarılan yüzde 2’lik sendikal baraj garabeti olmuştur.

 İktidar yandaşı sendikaların talebiyle var edilen bu baraj, 1980 faşist darbesinin Türk siyasetine bir utanç olarak bıraktığı seçim barajının adeta emek cephesindeki minyatürüdür. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın bazılarının faaliyetlerini zora sokan bu baraj, hem sendika aidatlarının ödenmemesi sorununu hem de sendikal örgütlenmede yeni zorlukları beraberinde getirmiştir. Konfederasyonumuz, ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığı bu yasa için emekçinin ve sendikaların lehine bir sonuç çıkarılması için kamuoyu oluşturma çalışmalarını hızlandırmakta kararlıdır. Kamu emekçilerinin gönlünden geçen değil, mecbur bırakıldığı sendikalara yönlendirilmesine yol açan bu yasa, hem örgütlenme hakkına hem de sendikaların yasal hak ve faaliyetlerine darbe niteliğindedir. Birleşik Kamu-İş, bu noktada tarihsel sorumluluğu üstlenerek bu antidemokratik uygulama karşısında direnç noktası olacaktır.

Toplantıda ayrıca kendisini ilk defa yenilgiye bu kadar yakın hisseden iktidarın seçim öncesinde can havliyle verdiği vaatlerin takipçisi olma konusunda da hemfikir olunmuştur. Birleşik Kamu-İş, vaatlerin eksiksiz, arka oyunlara başvurmadan gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği konusunda kamu emekçisi adına bir denetçi gibi çalışacaktır.

 Toplantıdan çıkan ortak irade; kamu emekçisinin gerçek örgütü olan Birleşik Kamu-İş’i hem emek cephesinde hem de toplumsal muhalefette hak ettiği yere taşımak için dünden de kararlı bir şekilde çalışılması yönündedir.

 Gün, azim ve kararlılıkla sözümüzü büyütmenin günüdür! Gün, kamu emekçisine onların alın terini kendilerine konfor olarak tahvil eden sarı sendikalara mecbur olmadığını göstermenin, mücadele cephesini genişletmenin günüdür! Gün, Birleşik Kamu-İş’in günüdür!