CUMHURİYET VE EMEK YÜRÜYÜŞÜMÜZ KAPSAMINDA AMASYA’DA HAYKIRDIK: “MİLLETİN İSTİKLALİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR!” 18 Şubat 2025, 12:32

Eğitim-İş Sendikamız, “Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü”müz kapsamında, üçüncü durağı Amasya’daydı. Milli Mücadele’nin ilk adımlarından biri olan Amasya Genelgesi’ni hatırlatarak “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını” vurgulandı. Emeğin sömürülmesine, eğitimin gericileştirilmesine, adaletsizliğe, liyakatsizliğe, hukuksuzluğa, eşitsizliğe ve baskılara karşı sesimizi yükselttik.
Anıt Meydanı’ndaki basın açıklamasına, Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ve Yönetim Kurulu Üyeleri, şube ve temsilciliklerimizin yönetim kurulu üyeleri, CHP Amasya ve Samsun İl Başkanlıkları, ADD ve ÇYDD temsilcileri ve çok sayıda üyemiz katıldı.
Eylemde, kitle "Kılıçtan keskin kalemlerimiz" var diyerek kalemlerini iktidarın politikalarına karşı kaldırdı.
Genel Başkanımız Kadem Özbay’ın burada yaptığı konuşma şöyle:
“Bugün, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birine ev sahipliği yapan Amasya’dayız. 105 yıl önce, Amasya Genelgesi ile milletin geleceğine sadece milletin kendisinin karar vereceği ilan edilmişti.
Amasya Genelgesi, vatanın bütünlüğü ve ulusun geleceğinin tehlikede olduğu tespitiyle başlar. Bu nedenle Amasya Genelgesi, Kurtuluş Savaşının temel programıdır.
“Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!” Bu söz, yalnızca bir kurtuluş reçetesi değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in, halk iradesine dayalı yönetim anlayışının da temel taşıdır.
Amasya Genelgesi, yalnızca bir bildiri değil, bir milletin kaderini değiştiren, halk egemenliğine dayalı bir düzenin müjdecisi olan tarihi bir çağrıdır! Bu çağrı, emperyalizme, saltanata ve saray tahakkümüne karşı milli iradenin, halkın ve emeğin yükselişini simgeler.
Ancak bugün, milletin iradesini yok sayan, hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan, baskıcı bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız! AKP iktidarı, yıllardır sürdürdüğü adaletsiz ve hukuksuz politikalarla ülkemizi felakete sürüklemektedir. Adalet, yalnızca iktidarın çıkarlarını koruyan bir kılıfa dönüşmüş; halk iradesi yok sayılmış, muhalefeti sindirmek için hukuksuz gözaltılar ve keyfi baskılar uygulanmıştır!
O gün olduğu gibi bugün de geleceğimizi şekillendirecek olan halkın iradesi, emeği ve mücadelesidir!
EĞİTİMİ TARİKATLARA VE SERMAYEYE TESLİM EDEN DÜZENİN KARŞISINDAYIZ!
Bugün eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eliyle, cemaat ve tarikatların insafına terk edilmektedir. Okullar, devletin denetiminden çıkarılarak, çeşitli protokoller ve etkinlikler bahanesiyle tarikatlara açılmıştır. Çocuklarımız, yasal olmayan sıbyan mekteplerine, medreselere yönlendirilmekte, zorunlu eğitim sistemi tarikatların keyfine göre şekillendirilmektedir.
Eğitimin temel ilkeleri, laiklik ve bilimsel eğitim doğrudan bakanlık eliyle yok edilmekte, okullar liyakatsiz kadrolar aracılığıyla gericiliğin üssü haline getirilmektedir. Laiklik, yalnızca bir tercih değil, bu ülkenin bir arada kalmasının, bağımsızlığının ve çağdaşlaşmasının en temel güvencesidir! Laikliğin yok edilmesi demek, bir toplumun karanlığa sürüklenmesi demektir.
Eğer bu gerici yapılar, tarikat ve cemaatler devlet tarafından bu kadar korunmasaydı:
• 6 yaşındaki bir kız çocuğu evlendirilmek zorunda kalmayacaktı!
• Şanlıurfa’da bir medresede ölü bulunan 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak aramızda olacaktı!
• MESEM adı altında çocuk işçiliği yaygınlaştırılmasaydı, 16 yaşındaki Eren Dağ, 17 yaşındaki Alperen Eren Ural göz göre göre ölmeyecekti!
Bugün Milli Eğitim Bakanlığı, zorunlu eğitim sistemine rağmen 1,5 milyon çocuğun eğitimden kopmasına seyirci kalmaktadır. Çocuklarımızın nerede olduğu, hangi koşullarda yaşadığı umursanmamaktadır. Ancak ne zaman ki bir çocuğumuz tarikat yurtlarında istismara uğruyor, MESEM adı altında sömürülüyor ya da çalıştırıldığı işyerinde hayatını kaybediyor, işte o zaman gerçek ortaya çıkıyor!
Atatürk'ün "Eğitimde feda edilecek tek bir fert bile yoktur!" sözü bizler için en büyük rehberdir! Eğitimi gericiliğe teslim edenler bilmelidir ki; bizler, çocuklarımızın karanlığa sürüklenmesine asla izin vermeyeceğiz!
EKONOMİ ÇÖKERKEN, EMEKÇİLER, EMEKLİLER SEFALETE SÜRÜKLENİYOR!
Ekonomi çökmüş, halk açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilmiştir. İşçiler, emekçiler sefalet içinde, emekliler aç, gençler işsiz, kadınlar güvencesizdir! Öğretmenlerimiz güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edilmekte, meslek onurları hiçe sayılmaktadır. AKP’nin yandaş kayırmacılığı, halkı yoksulluğa ve çaresizliğe mahkûm etmektedir. Kamu kaynakları sermayeye peşkeş çekilirken, halktan alınan vergilerle bir avuç imtiyazlı azınlık beslenmektedir.
Ekonomik krizle her geçen gün ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz hale gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!
Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını altüst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Emekçiler, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Bugün dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı, 22.131,06 TL'ye yükselmiştir. Yoksulluk sınırı ise 72.088,14 TL olarak hesaplanmıştır.
Bu veriler, 2025 yılı için belirlenen 22.104 TL'lik asgari ücretin, açlık sınırının altında kaldığını göstermektedir.
Bugün her 3 gençten 1’i ev genci haline gelmiş, bir evde emeklisi, çocuğu çalışmak zorunda kalmış ama yine de geçinemez haldedirler.
Ancak bizler, bu düzene boyun eğmeyeceğiz!
Nasıl ki Amasya Genelgesi'nde "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" denildiyse, bugün de haklarımızı, özgürlüklerimizi ve geleceğimizi yine biz, örgütlü mücadelemizle koruyacağız!
Buradan bir kez daha ilan ediyoruz:
Cumhuriyet’ten, laik ve bilimsel eğitimden, emeğin hakkından, adaletten ve eşitlikten asla vazgeçmeyeceğiz! Eğitim-İş olarak, hakkımızı savunmaya, meydanlarda olmaya, mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz!
BURADAN HALKIMIZA ÇAĞRIMIZDIR!
Haksızlığa, hukuksuzluğa, yoksulluğa, sömürüye, baskıya karşı hep birlikte mücadele edelim!
• Laik ve bilimsel eğitimi savunmak için,
• Emeğin hakkını almak için,
• Çocuklarımızın geleceğini karanlığa teslim etmemek için,
• Hak, hukuk ve adalet için,
• Bağımsız ve eşitlikten yana bir Türkiye için omuz omuza verelim!
Cumhuriyet’i zayıflatmaya çalışanlara karşı,
Cumhuriyet’i tehdit edenlere karşı,
Cumhuriyet’in temel değerlerini aşındıranlara karşı,
Cumhuriyet’in kazanımlarını yok sayanlara karşı,
Cumhuriyet’in ilkelerini çiğneyenlere karşı,
Cumhuriyet’in ışığını söndürmek isteyenlere karşı Cumhuriyet’i yeniden kuracağız!
YAŞASIN CUMHURİYET!
YAŞASIN EMEK!
YAŞASIN LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM!
DIĞER HABERLER
-
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, ÜLKEMİZİN BİRLEŞTİRİCİ UNSURUDUR
20 Şubat 2025, 15:37 -
ULAŞIM-İŞ VE TAPU ÇEVRE YOL-İŞ SENDİKALARIMIZDAN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
19 Şubat 2025, 21:25 -
TARIM ORMAN-İŞ SENDİKAMIZDAN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
18 Şubat 2025, 14:59 -
Genel Sağlık-İş Sendikamızdan AKP Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam Hakkında Savcılığa Suç Duyurusu
18 Şubat 2025, 12:37 -
CUMHURİYET VE EMEK YÜRÜYÜŞÜMÜZ KAPSAMINDA AMASYA’DA HAYKIRDIK: “MİLLETİN İSTİKLALİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR!”
18 Şubat 2025, 12:32 -
MEHMET TÜRKMEN SERBEST BIRAKILSIN! İŞÇİLERİN TALEPLERİ KARŞILANSIN!
17 Şubat 2025, 16:07 -
KÜLTÜR SANAT-İŞ SENDİKAMIZDAN KONFEDERASYONUMUZA ZİYARET
17 Şubat 2025, 12:39 -
VAN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE KAYYUM ATANMASI DEMOKRASİYE DARBEDİR
15 Şubat 2025, 16:29 -
YURTTAŞ BİRLİKTELİĞİ'NDEN CHP GENEL MERKEZİ'NE ZİYARET
14 Şubat 2025, 17:23 -
SENDİKAL HAKLARA SALDIRILAR DERHAL SON BULMALIDIR!
14 Şubat 2025, 12:28