Geçmişte yaşadığımız dünya savaşları tarihte utanç kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak; sadece savaşlar değil emperyalist güçlerin ekonomik kriz ve dünyayı ele geçirmek adına ülkeler üzerinde gerçekleştirdiği soğuk savaşlar insanlığa daha büyük hasar bırakmıştır.

 

Emperyalist devletler, uluslararası şirketlerin açgözlü bir şekilde ortak kaynakları talan etmesi,

kar hırsı ve enerji kaynaklarını kontrol etme arzusu bugün yurdumuzda ve emperyalist güçlerin hedefinde olan ülkelerde yaşanan iç karışıkların en önemli sebebidir. Yaşanan iç karışıklıklara, ekonomik krizlere, adalet eğitim ve sağlık sistemimizin bilinçli bir şekilde yok edilmesine sebep olan emperyalizme karşı katı bir şekilde mücadele etmek gerekmektedir. Emperyalizme dur diyebilmenin ilk adımı mücadeleden geçmektedir.

 

Emperyalist güçlerin her zaman maşası konumunda olan totaliter ve baskıcı rejimler kendi yurttaşlarını büyük çıkar çatışmaları içerisinde terör ve iç savaşlara sürüklemekten kendilerini alı koymamışlardır. Dünyanın dört bir yanında çıkar savaşları, mezhep savaşları, nefret tohumları devam etmektedir.

 

İnsanlık büyük bir travma yaşamakta ve meydana gelen olaylar hem insanlığı hem de bir bütün olarak doğayı ve yaşamı yok etmektedir.  Yakıp yıkılan kentlere, kadın, kız, erkek, çocuk demeden öldürülen milyonlarca insan görüntüsüne şahit oluyoruz. 

 

Yaşanan iç gerginliklerle yurttaşları psikolojik olarak yıpratma ve sindirme yoluna giden rejimler, doğa, ekonomi, eğitim ve adalet gibi yaşamın vazgeçilmez olgularını yerle bir etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktalardır.

 

21. yüzyılda milyonlar mülteci, göç yollarında hayatını kaybediyor,  savaştan kaçıyor ve barış içinde yaşamayı umuyorlar.

 

Böyle bir dönemde milletler eşitlik, kardeşlik, özgürlük ve adalet kavramlarının insan onuru için ne ifade ettiğini çok daha iyi kavramış ve barış içerisinde yaşamanın hayalini kurmaktadır. Ancak küresel emperyalizm ekonomik ve siyasi çıkarları uğruna savaş politikalarını sürdürmektedir. Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde  acımasız savaşlar devam etmekte, milyonlarca insan ölmektedir. 

 

 

Dünya tarihine yazılan ve milletlerin hafızalarından yer edinen bu kirli savaş politikalarını hayata geçiren emperyalist devletler insanlığa kan, gözyaşı ve mülteci sorununda başka bir şey  bırakmamıştır.

 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Ortadoğu Ukrayna ve Dünyanın değişik bölgelerinde yaşanmakta olan savaşları, şiddeti ve terör eylemlerini lanetliyoruz. Barışın, kardeşliğin egemen olduğu bir dünyada yaşamak umuduyla  tüm yurttaşlarımızın ve dünya halklarının “1 Eylül Dünya Barış Günü”nü kutluyoruz.