Eğitim-İş’in öncülüğünde gerçekleşen, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ile bağlı sendikaların desteklediği “Emeğe Saygı ve Laiklik Yürüyüşüne” polis sert müdahale ederek çok sayıda üyeyi gözaltına almasının duruşması Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesinde başladı.  Birleşik Kamu-İş ile bağlı sendikaların "Emeğe Saygı ve Laiklik Yürüyüşü" davası 7 Nisan 2016 tarihine ertelendi. 

Eğitim-İş’in 17 Aralık 2014 tarihinde Yatağan’dan başlatılan ve Ankara’da basın açıklaması ile sonuçlanacak “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” yürüyüşünün 4. Gününde Tandoğan Meydanı’nda polis şiddeti ve 100’e yakın üyeyi gözaltına almasının duruşması Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesinde başladı.  Duruşmaya Konfederasyon Genel Başkanımız Hasan Kütük, MYK üyelerimiz Mücahit Dede, Engin Çoğal, Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Demir ve MYK üyeleri Önder Yılmaz, Tüm Yerel-Sen Sendikası Genel Başkanı Doğan Koç, Büro-İş Sendikası MYK üyeleri Binali Keskin, Ömer Sezgin ve diğer üyelerimiz çıkarıldı.

Ankara Adalet Sarayı’nda toplanan Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların genel başkanları ve üyeleri “Laik Eğitim ve Emek Mücadelemiz Engellenemez” pankartı açarak sık sık “Laik Eğitim, Laik Türkiye”, “Mustafa Kemal’in Öğretmenleriyiz”, “AKP Elini Yargıdan Çek” sloganları attı. Yapılan eyleme CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da katıldı.

DEMİR: MÜCADELEMİZ ARTARAK DEVAM EDECEKTİR

Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalar adına basın açıklaması yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, haklarında açılan davaya tepki göstererek “Mücadele ederken karşımızda birileri olacaktır. Polis devleti anlayışı, sultanlık ve padişahlık anlayışı, eğitimi, bilimi kardeşliği yok etme anlayışına karşı bizim mücadelemiz artarak devam edecektir” dedi.

17 Aralık 2014 tarihinde 'Laik Eğitimde Emeğe Saygı” adlı Yatağan’dan bir yürüyüş başlattıklarını hatırlatan Demir, “Amacı, laik eğitime yapılan saldırı, Tevhid-i Tedrisat'ın ortadan kaldırılması, 4 4 4 modelini protesto, okulların adete medreseye dönüştürülmesi, Yatağan’daki madenlerin özelleştirilmesi, bunları kamuoyuna aktarmak ve kamuoyunun bilgilendirilmesiydi. 17 Aralık, en büyük yolsuzlukların deşifre edildiği tarih. 17 Aralık’ta yapılan bu yolsuzlukları unutturmamak, çalınan devlet malının hesabını sormaktı” şeklinde konuştu.

Hiçbir yerde kendilerine müdahale yapılmadığa dikkat çeken Demir, "20 Aralık’ta Ankara’da olacaktık. Barışçıl bir demokratik eylem yapılacaktı.  20 Aralık sabahı daha toplanmadan adeta polis devleti anlayışıyla saldırıldı. Öğretmenlere saldırının başlangıcı yaşandı, öğretmenlerin kaçış yolları tıkandı. Cumhuriyetin öğretmeni orada dövülmüş, horlanmış, yerlerde sürülmüştür. Cumhuriyeti, insan haklarını, kardeşliği, bilimi anlatan öğretmenler dövülmüş, itibarsızlaştırılmak istenmiştir” tepkisinde bulundu.

KÜTÜK: LAİK EĞİTİM VE CUMHURİYET KÜLTÜRÜNDEN BESLENİYORUZ

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük de,  “17 Aralık’ta çok masumane, barışçıl, demokratik tepkimizi göstermek ve sorunlarımız dile getirmek için yapılan eyleme insanlık ve hukuk dışı müdahale edilerek tarihe kara bir gün olarak geçti” dedi.

Emek örgütünün varlık nedeni çalışanların ve yurttaşların sorunlarına dikkat çekerek kamu emekçilerine öncülük etmek olduğunu belirten Kütük, “1990 yılında beri katılmadığımız eylem kalmamıştır. Ama bu derece emniyet güçleri tarafından da çok sık süpürme deyimini de duymadık. 20 Aralık’ta süpürmenin ötesinde adeta bir imha ve yok etme şeklinde bir saldırı yaşadık. Ama koşullar ne olursa olsun o talimatı verenleride bu saldırıyı yapanları da eğitmeye devam edeceğiz. Biz eğitimciler olarak insancıl davranmayı onların çocuklarını kendi çocuklarımız gibi görmeye ve eğitmeye devam edeceğiz. Çünkü, Laik eğitimi ve cumhuriyeti kuran insanların vermiş olduğu bir kültürden besleniyoruz. Buradaki karar ve koşullar ne olursa olsun biz yola çıkarken bu zorlukları, baskıları göze alarak yola çıktık. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.