Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen'in 30. Yıl Vefa Buluşması programında yaptığı konuşmada en düşük memur maaşının 43 bin 726 lira olduğunu açıkladı. Ancak bu rakamın kamu emekçisinin yaşadığı ekonomik gerçekliği yansıtmaktan uzak olduğu ortadadır.

Basit bir hesapla bile bu maaşın ne kadar eridiği açıkça görülmektedir. Erdoğan’ın ilk iktidara geldiği yıllarda en düşük memur maaşı ile yaklaşık 14,5 çeyrek altın alınabiliyordu. Bugün aynı maaşla sadece 7 ila 8 çeyrek altın alınabiliyor. Bu da en düşük memur maaşının reel olarak en az yarı yarıya eridiğini göstermektedir.

Enflasyon karşısında maaşlar hızla erimeye devam etmektedir. Bugün 43 bin 726 TL olan en düşük memur maaşı, yılın ilk beş ayında yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle 8 bin 439 TL değer kaybına uğramıştır. Bu kayıp, memurun günlük yaşamını doğrudan etkileyen kira, gıda, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamama noktasına getirmiştir.

Benzer şekilde emekliler de ekonomik daralmadan ağır şekilde etkilenmektedir. En düşük emekli aylığı 14 bin 469 TL olmasına rağmen, yılın ilk beş ayında 2 bin 183 TL değer kaybı yaşanmıştır. Emekliler için bu durum, temel gıda maddelerine erişimin dahi zorlaştığı, yoksulluk sınırının altında bir yaşam anlamına gelmektedir.

Net 22 bin 104 TL olan asgari ücret de benzer biçimde enflasyon karşısında gerilemiş, reel değeri 18 bin 769 TL’ye düşmüştür. Bu tablo, çalışanların ve emekçilerin tamamının ortak sorun yaşadığını, ekonomik krizin yükünün ücretlilerin sırtına yıkıldığını göstermektedir.

Memur-Sen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşılıklı olarak birbirlerine methiyeler dizmesi de, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde aynı tiyatronun sahneleneceğinin açık göstergesidir. Kamu emekçisinin hakkını gerçekten savunmayan anlayışların temsil ettiği masa, emekçinin değil, iktidarın masasıdır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu tablonun kabul edilemez olduğunu vurguluyoruz. 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde bu gidişata dur demek, kamu emekçilerinin haklarını kararlılıkla savunmak en temel önceliğimizdir. Yalnızca rakamlarla değil, reel kayıplarla değerlendirilmesi gereken bu süreçte, kamu emekçilerine gerçek bir refah artışı sağlanana kadar mücadelemiz sürecektir.

Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında susmayacağız. Kamu çalışanlarının alın terinin karşılığını alması, insanca yaşaması ve sosyal devletin gereğinin yerine getirilmesi için mücadeleyi büyütmeye kararlıyız.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Merkez Yönetim Kurulu