Malatya'da Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur Eylemi Gerçekleştirdik 12 Mart 2022, 21:46
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak “Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur!” sloganı ile başlayan eylem planımızın üçüncüsünü Malatya'da gerçekleştirdik.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eyleminin Malatya basın açıklamasına, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa, CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Tüm Yerel-Sen Ankara Şube Başkanı Hüseyin Yılmaz katılım sağladı.
Basın açıklamasına ilk olarak Eğitim-İş İl Başkanı Hüseyin Kara konuşmasını gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında Hüseyin Kara;
“Biz saraylar istemiyoruz. Biz sadece insanca yaşayabileceğimiz maaş istiyoruz. Kölelik düzeninde yaşamak istemiyoruz.
Sadece kamu çalışanları değil bütün kesimler aynı fakirlik içerisinde yaşamaktadır. Geçinemiyoruz markete girdiğimizde bir hafta önce aldığımız ürünü bu hafta aynı fiyata alamıyoruz. Yoksulluk sınırı ve açlık sınırı arasında ücret almayana kadar mücadelemiz devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Daha sonra CHP Malatya Milletvekili Veli Ağababa;
“Maalesef, Türkiye 2018 sonrası değişen rejimle günden güne yoksullaşmaktadır. Eskiden orta sınıf vardı. Memur kesimi vardı açlık sınırının üzerinde yaşayan ama rejim değişikliği sonrası orta sınıf yok edilerek memur kesimi açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildi.
Türkiye'de bir taraftan milyonlarca insan yoksullaşırken, bir avuç insanın servetlerine servet kattığını görmekteyiz. Milyonlarca insan fakirleşirken, az sayıda yandaşların zenginleşmesi 2016 referandumunda bize dayatılan sistemin bir sonucudur. Bu yoksullaşmayı milyonlarca insan yaşıyorsa bunun sorumluları AKP iktidarıdır. Memuru, çiftçiyi, üreticiyi fakirleştiren, kendi evinde kiracı konumuna düşüren, her iki gençten birisini işsiz bırakan ve liyakat değil mülakat diyen bu sistemi değiştirmemiz gerekiyor.
AKP seçmeni olan gençlerin bile milletvekili, bakan tanıdığı olmadan devlet kurumunda işe giremiyorsa ortada değişecek bir düzen var demektir.
Hep birlikte kendi yandaşından başka herkesi açlığa mahkûm eden AKP üzere hükümetini değiştirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanarak; konuşmasını yapmak üzere
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık'ı davet etti.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık yaptığı basın açıklamasında;
TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarına göre, 3 milyon 859 bin işsiz sayısı ile yüzde 11,4 olarak gerçekleşti.
84 Milyon nüfusluk Türkiye’de çalışan sayısı 29 milyon 971 bin iken işsiz sayısı 3 milyon 859 bin olarak açıklandı.
84 milyon nüfuslu Almanya’da ise 45 milyon çalışan sayısı ile 2 milyon 405 bin işsiz sayısı bulunmaktadır. İşsizlik oranı ise yüzde 5 olarak açıklandı.
TÜİK’in işsizlik oranlarını hesaplama yöntemine göre, 51 milyon ne işte ne de istihdamda olmak isteyen nüfus bulunmaktadır. 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı ise 21,6 olarak gerçekleşti. Ancak, yıllarca iş arayan, iş aramaktan artık umudunu kaybeden genç nüfus işsizlik rakamlarına dâhil edilmemektedir.
Gerçek işsiz sayısı 10 milyonun üzerinde olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu hesaba göre Türkiye’de gerçek işsizlik oranı yüzde 11,4 değil, yüzde 35’in üzerindedir.
2022 Ocak ayında memura yüzde 7,5 maaş farkı verildi. 6 aylık enflasyon farkı olarak memura enflasyon farkı ile toplam 30,5 zam yapıldı.
Ocak ayı enflasyon oranlarına baktığımızda TÜİK verilerine göre, 11,10; Şubat'ta ise 4,81 aylık enflasyon gerçekleşti.
İki ayın toplam enflasyon oranı 15,91 olduğuna göre memura 2022 yılında verilen yüzde 7,5’luk maaş zammı iki ayda yüzde 8,41 oranında erimiş oldu.
En düşük emekli maaşının 2500 Türk lirası olduğu Türkiye’de iki aylık enflasyon farkı ile emeklilerin alım gücü 2290 Türk lirasına geriledi.
En düşük memur maaşı ise 2022’de 6748 Türk lirası, iki aylık enflasyon farkı ile alık gücü 567 lira azalarak, 6181 Türk lirasına geriledi.
Dünyada Brent petrolün fiyatı düşmesine rağmen Türkiye’de petrol fiyatları artmaya devam ediyor.
Geçen hafta Brent petrol 133 dolar iken, motorin 22,85 Türk lirasında satılmaktaydı. Ancak Brent petrolün fiyatı 108 dolara gerilemesine rağmen motorin fiyatlarına 7 iş günü üst üste zam gelmeye devam etti.
Ayrıca, akaryakıt fiyatlarına dolar etkisi de işe yaramadı, doların 18,50 Türk lirası olduğu zamanda 1 depo 650 Türk lirasına dolarken, doların 14,81 olduğu 10 Mart tarihinde 1 depo 1500 Türk lirasına dolmaktadır.
2022 yılında tarihin en büyük asgari ücret zammı yapıldığı iddia edilirken, hayat pahalılığı asgari ücreti üç ayda eski ücretten daha düşük konuma getirdi.
Asgari ücretin 2825 Türk lirası olduğu 2021 yılında, asgari ücretin tamamı ile 4 depo motorin alınırken, 4253 Türk lirası olduğu 2022 yılında ancak 3 depo motorin alınabilmektedir.
Her fırsatta bizi kıskandıklarını ifade ettikleri Almanya’da en düşük ücret 45.000 Türk lirası iken, Benzin 29 TL, Motorin 28 TL, Otogaz ise 15 Türk lirasıdır. Oranlamaya bakılacak olursa, Almanya’da en düşük ücretle tam 1.551 Litre Benzin alınabilmektedir.
Son zamanlarda tüm yurtta Ayçiçek yağı kuyruklarını basından ve sosyal hayattan acı bir şekilde şahit olduk.
Ayçiçeğin sadece yüzde 36’sını ithal ettiğimiz halde Ayçiçek yağı 246 Türk lirasını aşmış durumdadır.
Çok değil bundan 3 ay önce Kasım ayında 5 litre Ayçiçek yağı 85 Türk lirasına satılırken bugün yüzde 195 oranında artarak 230 Türk lirasına satılmaktadır.
2021 yılı asgari ücreti ile 42 adet 5 litre Ayçiçek yağı alınabiliyorken, 2022 Mart ayı ile birlikte sadece 18 adet 5 litre yağ alınabilmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “PTT ucuza ayçiçek yağı satacak” sözü verdikten sonra Ayçiçek yağına yüzde 180 oranında zam gelmiştir.
Artık yurttaşlar Ayçiçek yağını taksitle alabilmektedir.
8 Mart 2021 tarihinde, asgari ücretle 23 adet mutfak tüpü alınabiliyorken, 8 Mart 2022 tarihi itibari ile sadece 15 adet alınabilmektedir.
10 Mart 2021 tarihinde 32’li tuvalet kâğıdı 33 lira iken, 10 Mart 2022’de tuvalet kâğıdının fiyatı 131,50 Türk lirası olmuştur. 1 yıllık fiyat artışı yüzde 300 iken, TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 54 olarak açıklaması tamamen düzmecedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyonu Kontrol Altına Alıp, Fahiş Fiyat Artışlarının Önüne Geçeceğiz” dediği günden itibaren;
İlaca yüzde 37
Doğalgaza yüzde 50
Otogaza yüzde 81
Elektriğe Yüzde 127
Benzine yüzde 150
Motorine yüzde 156 zam gelmiştir.
Asgari ücreti değil 4253 Türk lirasına çıkarmak 50 bin lira yapsalar bile alım gücünün düşme hızına yetişemeyeceği için iki aydan daha kısa bir sürede bugünden daha kötü duruma düşeceğimiz çok açıktır.
Çözüm rakamlarla oynamak değil, çözüm üretimi arttırmaktadır, çiftçiye, hayvancılıkla geçinen insanlarımıza acilen destek paketleri açıklanmalı üretim arttırılmalıdır.
Açlık Sınırı 5 Bin Liraya Dayandı
Kamu-Ar’ın yaptığı araştırmaya göre, açlık sınırı ocak ayına göre 272 TL artarak 5.137 TL oldu.
Dört kişilik bir ailenin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan yoksulluk sınırı ise 16.320 TL oldu.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı son 19 yılın en yüksek enflasyonu olmasına rağmen rakamlarla oynayarak Halkın Enflasyonunun yanına bile yanaşamamaktadır.
Kamu-Ar’ın her ay yayınladığı Halkın Enflasyon oranı yüzde 87,7 iken TÜİK’in açıkladığı yüzde 55,44 enflasyon oranı gerçeği yansıtmamaktadır.
TÜİK’in açıkladığı üretici fiyatlarında yüzde 93,5 oranında enflasyon meydana geldi. Bu da demek olmaktadır ki, ileriki aylarda fiyatlara en az yüzde 100 oranında zam daha yapılacaktır.
Halkın Enflasyon oranlarına baktığımız zaman şubat ayında bir önceki yıla göre;
Meyve fiyatları, yüzde 96,86;
Sebze fiyatları yüzde 167,71;
Süt ürünleri yüzde 73,18;
Ekmek makarna yüzde 76,09;
Bakliyat yüzde 94;
Yağda ise yüzde 80 artış yaşandı.
Gıdada yüzde 8 KDV oranının yüzde 1’e indirilmesiyle her 100 TL alışverişte, 7 TL indirim sağlayacak olması yurttaşların bütçesine hiçbir katkı sağlamadı.
Hayat pahalılığının en önemli sebebi olan enerji ve akaryakıt fiyatlarındaki yüzde 18 KDV ve akaryakıttaki yüzde 18 KDV ÖTV kaldırılmadan vergi oranlarında indirim yapmanın hiçbir anlamı olmayacaktır.
Elektrik zammı 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan kademeli tarife sistemine geçilmesi ile beraber elektriğe, mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dâhil ortalama yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen oranlarda zam geldi.
210 kilovatsaate kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat kilovatsaat başına 1 lira 37 kuruş, aylık tüketimi 210 kilovatsaat üzeri olan mesken aboneleri için ise kilovatsaat başına 2 lira 6 kuruştan fiyatlandırılıyor.
Bir ailenin en düşük yaşamsal faaliyetlerini yürütmesi için kullanması zorunlu olan ev gereçlerini en asgari düzeyde hesapladığımızda geçen sene Eylül ayına göre neredeyse 3 kat fazla fatura ödemektedir.
Bunun dışında ekonomik faaliyetlerin yürütülebilmesi için en önemli girdi maddesi elektrik olduğu bilinen bir gerçektir. Zamların üzerinden daha 3 ay bile geçmeden birçok esnaf faturalardan dolayı kepenk kapatma noktasına gelmiştir. Artık çaresizlikten başka bir seçeneği kalmayan esnaflar, müşterilerden dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri görülmemiş soba ücretleri almak zorunda bırakılmıştır.
Yani yaklaşık 46 milyon abonenin elektriğinin yüzde seksen üçünü iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda özel şirket üretirken, faturalarda dağıtım bedeli adı altında yurttaşların cebinden zorla alınan paralar şanslı azınlıklara sunulmaktadır. Bu az sayıdaki ayrıcalıklı özel şirketlere baktığımızda neredeyse kamulaştırılan sektörlerde ellerini atmadıkları yer kalmayan Kolin İnşaat, Limak Holding, Cengiz Holding gibi “Beşli Çete’nin” hâkimiyeti açık bir şekilde görülmektedir.
Devletten 31 kuruşa alınan elektriğin kW’ı dağıtım şirketleri tarafından yurttaşlara 137 kuruştan satılmaktadır. Bu kadar yüksek karlar elde eden elektrik üretim ve dağıtım şirketleri ise Isparta’da ve birçok şehirde yenileme çalışması yapma gereği bile duymadığından yurttaşları günlerce soğuğa ve karanlığa mahkûm etmiştir. Isparta’da soğuktan donarak bir yurttaşımız hayatını kaybetmiştir bu yurttaşımızın vebali bu çetelerin üzerindedir.
AKP, iktidara geldiği günden itibaren en büyük hayali olan kamu kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekmesinin sonuçlarını görmekteyiz. Artık yaşamsal faaliyetlerimizi bile karşılama gücümüz kalmamıştır. Bu sebeple AKP hükümetinin kendi yandaşlarına sağladığı imtiyazlara bir an önce vazgeçmelidir.
Yeni yılla birlikte, tekel ürünlerine yapılan yüzde 47 ÖTV ve yüzde 18 KDV’ye bir de zam eklenince, tekel ürünlerine ulaşmak imkânsız hale gelmiştir.
Yapılan zamlar neticesinde yurttaşların sağlığını bozacak kaçak alkol ve tütün ürünlerine yönlendirilmektedir.
Kaçak alkolden kaynaklı ölümler son yıllarda katlanarak artmaktadır. AKP hükümetinin güya yurttaşların sağlığını düşünerek yapmış gibi gösterdiği bu zamlar yurttaşların sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Bunun yanı sıra Türkiye’de 3 milyondan fazla insan tekel ürünleri satarak hayatlarını idame ettirmektedir. Yurttaşların tekel ürünlerinden uzaklaşmak zorunda kalması bu kadar kişiyi de açlığa terk etmiştir.
Tekel ürünlerine yapılan zamlar yurttaşların hayat tarzlarına doğrudan bir müdahaledir.” ifadelerini kullandı.
Yoksulluk ve Fukaralık Politikalarına Dur eylemlerinin dördüncüsü 19 Mart 2022 tarihinde Manisa’da devam edeceğini hatırlatarak basın açıklamasına son verildi.
Merkez Yönetim Kurulu
DIĞER HABERLER
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygı, Sevgi ve Sonsuz Özlemle Andık
10 Kasım 2024, 15:45 -
10 Kasım Sadece Anmanın Değil Anlamanın ve Anlatmanın da Günüdür
09 Kasım 2024, 18:12 -
Eğitim İş Sendikamızın Mülakata Hayır Eylemine Destek Verdik
09 Kasım 2024, 17:45 -
2025 Sefalet Bütçesini ve Enflasyon Oranlarını Protesto Ettik
04 Kasım 2024, 16:10 -
BASINDA AÇLIK VE YOKSULLUK RAKAMLARI ARAŞTIRMASI EKİM-2024
04 Kasım 2024, 15:01 -
ESENYURT’A ATANAN KAYYUM, DEMOKRASİYE DARBEDİR
03 Kasım 2024, 14:17 -
Kamucu Tavır E-Bülten 2. Sayısıyla Yayında
03 Mart 2022, 18:26 -
Kamucu Tavır Dergimiz 2019 Güz Sayı:5
03 Kasım 2019, 18:15 -
Kamucu Tavır 2019 Yaz Sayı:4
03 Temmuz 2019, 18:12 -
Kamucu Tavır 2019 Bahar Sayı:3
03 Mayıs 2019, 17:38