Ülkemizi yöneten siyasal iktidarların açık ve gizli desteğiyle devlet içerisindeki yapılanmalarına ve kadrolaşmalarına yıllardır dikkat çektiğimiz FETÖ-PDY’nin başarısız kanlı darbe girişiminden sonra, bu örgütle bağlantılı olduğu iddiasıyla binlerce kamu çalışanı açığa alınmakta, görevlerinden istifaları istenmekte ve gözaltına alınıp tutuklanmaktadırlar.

Çağdaş laik, demokratik Cumhuriyetimizi ve sosyal hukuk devletini açıkça tehdit eder hale gelen cemaat, tarikat ve benzeri bütün yapılanmaların yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmaları zorunluluk haline gelmiştir.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu yapıların kamudan temizlenmesi amacıyla başlatılan çalışmaların giderek farklı boyutlara yöneldiği ve bir cadı avına dönüşmeye başladığı yönünde toplumda kaygılar artmaktadır. “Paralel yapıyı temizliyoruz” diyerek yapılan bazı uygulamaların tüm muhalifleri tasfiye etmeye dönük bir çalışmaya dönüştüğü izlenimini oluşturmaktadır. 

Düne kadar siyasi iktidar tarafından korunup kollanan, liyakat esası hiçe sayılarak kamuda en üst düzey görevlere getirilen cemaat ve tarikat mensupları bahane edilerek kamu çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılmasını kabul etmiyoruz. 

Yasa dışı iş ve ilişkilere bulaşmış, terör örgütü mensubu olduğu bağımsız yargı tarafından tespit edilen kamu çalışanları mevcut yasalarla da görevlerinden uzaklaştırılabilmekte ve işlerine son verilebilmektedir. Uzun yıllardır, kamu çalışanlarının iş güvencesinden rahatsız olan ve lanetlediğimiz bu darbe girişimini fırsata dönüştürerek kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmak isteyenlere izin vermeyeceğiz.

Kamu çalışanlarıyla ilgili olarak yapılacak bütün inceleme ve soruşturmaların olağan hukuk kuralları içerisinde ve yasalara bağlı kalınarak yapılması ve yapılacak işlemlerin de somut delillere dayandırılarak yapılması gerekmektedir. Asılsız ihbar, duyum ve dedikodularla bütün kamu çalışanlarına korku salınmasına izin verilmemelidir.

FETÖ ile herhangi bir ilişkisi olmayan kamu çalışanının fikir özgürlüğü kapsamında yapmış oldukları açıklamalar, ifadeler ve sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek cezalandırılmaları veya mağdur edilmeleri kabul edilemez.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; ulusal bağımsızlığımıza ve bütünlüğümüze, laik demokratik cumhuriyetimize ve sosyal hukuk devletine karşı yapılacak hür türlü darbe ve benzeri girişimin karşısında durduk, bundan sonrada bütün gücümüzle karşı durmaya devam edeceğiz.

Biz; Atatürkçü, yurtsever, devrimci ve demokratlar darbelere, antidemokratik yönetimlere karşı durduğumuz için yıllardır bedel ödedik ve boyun eğmedik. Bundan sonra da bu tür baskılara asla boyun eğmeyeceğiz.  Darbelerin, demokrasi ve hukuk dışı bütün uygulamaların her zaman karşısında olduk, karşısında olmaya da devam edeceğiz.  

Ve diyoruz ki;

Olağanüstü Hal, Sıkıyönetim gibi uygulamaların çözüm olmayacağını; demokrasiye, sosyal hukuk devletine ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınması gerektiğini ifade ediyoruz. 

MERKEZ YÖNETİM KURULU

Basın Açıklamasını İndirmek İçin Tıklayın.