Ülkemizi 16 yıldır yöneten AKP iktidarı döneminde, işsizlik artmakta ekonomi her geçen gün kötüye gitmektedir. Enflasyon çift haneli rakamlara çıkarken, yoksulluk artmakta ve emekçilerin yaşam koşulları da kötüye gitmektedir.

TÜİK’in son olarak açıkladığı haziran enflasyonu aylık yüzde 2.61; yıllık yüzde 15.39’a çıkarak, ocak 2004’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumdadır. TÜİK tarafından resmi olarak açıklanan enflasyon rakamı artmış olmasına rağmen emekçilerin tüketim sepeti daha da yüksek olduğunu bilmekteyiz.  

Ülkemizde işçi, memur ve emeklilerin yıllık zam oranları, büyük ölçüde Merkez Bankasının yıllık enflasyon hedeflerine göre belirlenmektedir.  Ancak resmi olarak açıklanan enflasyon ile emekçilerin enflasyonu arasında çok ciddi bir uçurum var. Çünkü çarşıda, pazarda ve mutfakta yaşanan gerçek enflasyon ile resmi enflasyon rakamları birbirinden çok farklıdır.

1 Temmuz’dan itibaren memur ve emeklinin alacağı zam altı aylık enflasyon rakamının yüzde 9,17 olarak açıklanmasıyla belirlendi. Ancak memur ve emekli maaşlarına yüzde 5,17 enflasyon farkı yansıtılacak olmasını kabul etmiyoruz.

Kamu emekçilerine verilen sözde bu zamlar toplu sözleşmede verilen yüzdelik oranlardır. 2018 yılının ilk altı ayı için yüzde 4, ikinci altı ayı için ise yüzde 3,5 zam verilirken, 2019 yılı için ise ilk altı ay yüzde 4, ikinci altı ay yüzde 5 olarak açıklanmıştı.

AKP iktidarı ile yandaş konfederasyon arasında yapılan sözde toplu sözleşmede tüm kamu çalışanlarını o gün nasıl enflasyonun altında ezdirildiyse bugün de enflasyon altında bırakılacak zam oranlarıyla açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmiştir.

Türk lirasının ABD doları karşısında sürekli değer kaybettiği, seçim sonrasına ertelenen temel tüketim malları başta olmak üzere iğneden ipliğe yüksek oranda zam beklenmektedir.

Ülkemizde işsizlik artık kronik hale gelmiş, artan enflasyon ve ekonomik sorunlara yüksek cari açık da eklenince emekçilerin sırtına zamlar yüklenecektir.

Memur ve emekliler açısından altışar aylık dönemlerde gerçekleşen zamlar; enflasyonun altında kalması halinde enflasyon farkı maaşlara yansıtılmaktadır. Ancak bu hesap gerçekçi değildir.  Çünkü ücret artışları uzun yıllardır, enflasyon oranında artırılmakta ve ekonomik büyüme rakamları üzerinden refah payı almayan emekçiler reel enflasyon altında zam aldıkları için her geçen yıllar yoksullaşmakta ve fakirleşmektedir. Emekçiler enflasyon rakamları altında ezilmiştir. Kamu emekçilerinin maaşları sürekli enflasyona karşısında erimiş ve erime her geçen gün daha da artmıştır.

Sigaraya zam, banka kredi kartlarında faiz artışı, alkollü içeceklere yüzde 15 ÖTV arıtışı ve gelecek zamlarla birlikte yapılacak zam kamu emekçilerinin cebine girmeden eriyecektir.  Seçim nedeniyle ertelenen ekmek, akaryakıt, doğal gaz, elektrik ve su gibi temel tüketim mallarına dolaylı (ÖTV, KDV artışı) ya da doğrudan yapılması beklenen zam emekçileri fakirleştirecektir.

Ekonominin kötü gidişatı durdurulamamaktadır. Ekonomideki kötü gidişatın bu şekilde devam etmesi halinde, emekçilerin yaşam koşulları daha da zorlaşacaktır. Ekonomik verilerin somutluğu karşısında emekçilerin eriyen maaşları reel enflasyon oranları altında ezilecektir. İktidarın uygulamış olduğu yanlış ekonomi politikaları sonucunda, yaklaşık 3 milyon kamu emekçisinin yaşamı daha da zorlaşacaktır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Siyasal iktidarın 16 yıllık ekonomi karnesi hem enflasyon hem de işsizlik ve yapılan zam oranlarıyla ortaya çıkmaktadır. Siyasal iktidarın acilen enflasyon ve işsizlik rakamlarını düşürecek ciddi adımlar atmasını bekliyor, tüm kamu emekçilerine de gerçek enflasyon oranında zam vermesini istiyoruz. 

BİRLEŞİK KAMU-İŞ

MERKEZ YÖNETİM KURULU