Ülkemizde gerçekleşen 31 Mart yerel seçimi, emek örgütleri ve yurttaşlar için önemlidir. Ancak seçimin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen İstanbul kentindeki belirsizlik seçimlere gölge düşürmektedir. 

Türkiye Cumhuriyeti demokrasi, demokrasinin kuralları, değerleri ve hukuk sistemiyle çağdaş bir devlettir. Emekten, demokrasiden, cumhuriyetten, parlamenter sistemden ve sosyal hukuk devletinden yana olanlar Millet iradesi kararını vermiştir. Bütün yurttaşlarımızı sandıklara katılımı nedeniyle tebrik ediyoruz.

Ülkemizin bugününü değil, geleceğini de etkileyecek iptal ve yeniden seçim kararı Türkiye’de meşru siyaseti zedeleyecektir. Parlamenter demokrasiye inanan, varlığını kuvvetler ayrılığı, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi çağdaş değerlerden alan yurttaşları sandıklardan uzaklaştıracaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin saygınlığı zarar görecektir. Türkiye’nin başta demokrasi, temel hak ve özgürlükleri ile kuvvetler ayrılığı ilkesinde ve Cumhuriyet rejiminde onarılmaz yaralar açacaktır.

Bizim için; iktidar partisinin ve muhalefet partilerinin oylarının düşmesi ve artmasından ziyade önemli olan ülkemizin içine girmiş olduğu kriz koşullarıdır. Yerel seçimler geçmiştir ancak ülkede yaşayan emekçilerin ekonomik ve siyasi sorunları sürmektedir. Emeğiyle geçinenleri zorlu koşullar beklemektedir. Hem yerel hem ulusal siyaset farkları maalesef ekonomik krizi gizlemiyor.  Ülkede bir ekonomik kriz var ve üstü ne yapılırsa yapılsın örtülememektedir.

 Ülkemizde gerçekleşen 31 Mart yerel seçimlerinin kısa, orta ve uzun vadeli sonuçları olacaktır; ancak siyasi, ekonomik ve sosyal belirsizlikler devam edecektir.  Seçim sonuçları ne olursa olsun değişmeyecek olan ülkemizin içine girmiş olduğu ekonomik ve siyasi kriz sarmalıdır. Ekonomik kriz kolay kolay aşılamayacak ve bu durum hem genel hem yerel siyasetini etkileyecektir.

Bugün 31 Mart seçimleri için açıkça şunu belirtmek istiyoruz:  Cumhuriyet ve demokrasinin olmazsa olmazı Milli iradedir ! Parlamenter demokratik sisteme dayanan Cumhuriyet yönetiminde seçilmiş kişi ülkeyi ya da seçildiği kenti yöneteceği belirtilir.

AKP iktidarı, 31 Mart seçimlerinde verileri işleyen ve sandıklarda görevli memurlar hakkında suçlayıcı ifadeler kullanması kabul edilemez.

İktidar, son dönemlerde yapılan seçimler üzerinde baskı ve korku oluşturmaktadır. Gerek sandıkta kamu emekçilerinin; gerekse ilçe, il ve Yüksek Seçim Kurulu üyeleri üzerinde baskılar artarak devam etmektedir. Bu baskılar sonucunda tarafsız olan bu görevliler, görevini yapamaz hale gelmişlerdir.

Demokratik hukuk devletinde örneği görülmeyen bu uygulamaların, vatandaşlarımızın kullandığı oyun sonucunu etkilemekte ve toplum vicdanından kuşku ve soru işaretleri oluşturmaktadır.

Sandık başkanı ve siyasi parti görevlilerinden oluşan sandık kurulunun ortaklaşa ve ıslak imzalı sonuç tutanaklarına ve yurttaşlarımızın iradesine saygı duyulmasını bekliyoruz. 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; siyasal iktidarı, demokrasinin kurallarına uymaya, demokrasiyi içine sindirmeye ve ülkemizin bugünü, yarını ve geleceği için sorumlu olmaya çağırıyoruz. 

BİRLEŞİK KAMU-İŞ

MERKEZ YÖNETİM KURULU