SOMA KATLİAMININ ÜZERİNDEN 3 YIL GEÇTİ, AİLELERİN YÜREĞİNE DÜŞEN ATEŞ YANMAYA DEVAM EDİYOR 13 Mayıs 2017, 19:28
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’dan tüm insanlığın yüreğine bir ateş düştü. Tarihimizdeki en kitlesel işçi katliamı yaşandı. Bu katliamda 301 işçi hayatını kaybetti. Çoğu hayatının baharında olan bu işçiler göz göre göre ölüme gönderildiler, ama katiller bunu normalleştirmeye çalışarak KAZA dediler.
Biz buna kasten adam öldürme diyoruz ve bir katliam olduğunu düşünüyoruz. Bu katliamın sorumluları da maden ocaklarını özelleştiren ve denetimsiz bırakan AKP iktidarıdır. 301 işçinin hayatını kaybettiği bu katliamda, yüzlerce işçi yaralandı, çocuklar babasız, kadınlar eşsiz, anne-babalar evlatsız kaldı.
Bu işçi katliamlarının en büyük nedeni özelleştirmelerdir. Ülkemizde 1980 faşist darbesi ile birlikte özelleştirme girişimleri başlamıştır. Her biri büyük değerler taşıyan Ata yadigarı kurumlarımız, neredeyse bir yıllık karlarına karşılık yerli ve yabancı sermayeye satılmıştır.
Madencilik sektörü de özelleştirmelerden nasibini almıştır. Çağın gerisindeki yöntemlerle yapılan madencilik, işverenlerin insafına terk edilmiştir. Bu sektör deneyimi olmayan, gerekli teknik donanımdan ve alt yapıdan yoksun olan ve tek düşüncesi yüksek kar olan sermayenin eline geçmiştir.
Emperyalistler, daha fazla kar elde etme hırslarıyla özelleştirmenin yanı sıra taşeronlaşma sistemini de uygulamaya koymuşlardır. Bu sistemle özellikle son beş yılda kamuda ve özel sektörde taşeron işçi sayısı yedi kat artmış, 360 binden 2,5 milyona çıkmıştır.
İşte bu yüzden de Soma Maden katliamı sıradan bir kaza değildi, yıllar ve aylar öncesinde çıkan denetim raporlarında tüm tehlikelerden bahsedilmiş buna rağmen emperyalist çıkarlar doğrultusunda hiç bir önlem alınmamıştı. Soma’daki işçi katliamı, işçilerin can güvenliği ve sağlığını korumaya yönelik tedbirler maliyet gerekçe gösterilerek alınmamıştı. AKP iktidarında ülkemizde iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması, Soma ve Ermenek’te yaşananlar bu nedenle tesadüf değildir. Kapitalizmin yeşerdiği yerde emekçilerin hayatları kararmaktadır. Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamının yaşandığı Soma’da, acılar tazeliğini korumaktadır. Yüzlerce işçi yaralandı, yüzlerce aile tarifsiz acılar içerisinde kıvranmaktadır. Bu katliamın mağduriyeti giderilmediği gibi sorumlular hukuk önünde halen hesap vermedi.
Soma katliamı karşısında bizim de içerisinde olduğumuz demokratik kitle örgütlerinin tepkisi, AKP iktidarı tarafından çok sert bir şekilde bastırılmaya çalışıldı. Aileler üzerinde baskı kuruldu, insanlar sindirildi. Bütün bu yaşananlardan sonra, AKP iktidarı “Her şey denetlenmiştir, kusur yoktur.” diyerek Soma Holding’in avukatlığını yapmıştır. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın maden kazaları ile ilgili “ÖLÜM MADENCİNİN FITRATINDA VAR” şeklindeki açıklaması insan yaşamına bakışını ortaya koymuştur.
Sermayenin daha fazla kar hırsı yüzünden, Soma’daki madenci katliamında olduğu gibi ülkemizde her geçen gün işçi ölümleri daha çok artmaktadır. Çünkü sendikalı işçi sayısı az olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği de ülkemizde sağlanmamaktadır. İşçi sayısı 16 milyon 699 bin, sendikalı işçi sayısı 1 milyon 546 bin rakamlarında bulunmaktadır. Resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bin, geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 611 bin, genç işsiz sayısı 982 bindir. Soma katliamının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen ülkemizde emekçilerin çalışma koşulları, iş güvenceleri ve sendikalaşma rakamları içler açısıdır.
AKP’nin 15 yıllık iktidarında 20 bin işçi, işçi cinayetlerinde yaşamını kaybetti. 2013’te 1235, 2014’te 1886, 2015’te 1593, 2016’da 1970 emekçi hayatını kaybederken 2017 yılının ilk dört ayında da en az 586 işçi yaşamını yitirdi. İş güvenliği konusunda yeterli önlemlerin alınmadığını rakamlar ortaya koymaktadır.
Soma katliamından sonra dersler çıkarılmadı. Aksine, ülkemizde emekçilerin çalışma koşulları daha da ağırlaştırıldı ve adeta Ortaçağın kölelik düzeninde olduğu gibi insanlarımız çok ağır koşullarda çok düşük ücretlerle, örgütsüz bir şekilde çalışmaya mahkûm edildi. AKP iktidarı tarafından emekçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek yerine yoğun tahribat oluşturacak yasal düzenlemeler yapıldı.
2003’te 4857 sayılı İş Kanunu ile esnek istihdam ve çalışmanın önün açıldı. 2006’da Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunuyla emeklilik yaşı yükseltildi, emekli aylığı düşürüldü, sağlık hizmetleri ücretli hale getirildi ve piyasaya terk edildi. 2012’de İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri piyasaya açıldı, Sendikalar ve TİS Kanunu ile 12 Eylül’ün sendikal yasakları korundu, sendikal güvenceler kısıtlandı, sarı sendikacılık güçlendirildi. 2016 yılında 6741 sayılı Kanun ile Varlık Fonu, 6663 sayılı Torba Kanun ile kiralık işçilik yasası, 6740 sayılı Kanun ile Bireysel emeklilik, 2016-2017 OHAL KHK’leri ile Anayasa’ya aykırı olarak binlerce kişi hiçbir yasal hakkı ödenmeden işsiz bırakıldı.
Siyasal iktidarın emekçilerinin haklarını korumak bir yana daha da geriye götürmektedir. Özelleştirmeler yoluyla işçilerin sermayeye yedeklendiği, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği bir dönemden geçilmektedir. Bu nedenle Maden katliamlarının ve işçi ölümlerinin önüne geçilmesi için iş güvencesi ve sağlığını koruyacak düzenlemeler ile sendikalaşma engelleri kaldırılmalıdır. İşçi güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması için gerekli yasalar çıkarılmalı ve maden ocakları yeniden kamulaştırılmalıdır. İşçilerin taşeronlaştırılmasına, kiralanmasına kamu emekçilerinin 657 Sayılı Kanunda değişiklik yapmak istenmesi ile kıdem tazminatı düzenlemesine son verilmelidir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; üç yıl önce Soma’da cinayete kurban giden 301 emekçimizi, ailelerini, çocuklarını ve hayatını kaybeden emekçilerimizi unutmuyoruz. Acıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.
SOMA’YI UNUTMADIK VE ASLA UNUTTURMAYACAĞIZ!
YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ!
BİRLEŞİK KAMU-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU
DIĞER HABERLER
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygı, Sevgi ve Sonsuz Özlemle Andık
10 Kasım 2024, 15:45 -
10 Kasım Sadece Anmanın Değil Anlamanın ve Anlatmanın da Günüdür
09 Kasım 2024, 18:12 -
Eğitim İş Sendikamızın Mülakata Hayır Eylemine Destek Verdik
09 Kasım 2024, 17:45 -
2025 Sefalet Bütçesini ve Enflasyon Oranlarını Protesto Ettik
04 Kasım 2024, 16:10 -
BASINDA AÇLIK VE YOKSULLUK RAKAMLARI ARAŞTIRMASI EKİM-2024
04 Kasım 2024, 15:01 -
ESENYURT’A ATANAN KAYYUM, DEMOKRASİYE DARBEDİR
03 Kasım 2024, 14:17 -
Kamucu Tavır E-Bülten 2. Sayısıyla Yayında
03 Mart 2022, 18:26 -
Kamucu Tavır Dergimiz 2019 Güz Sayı:5
03 Kasım 2019, 18:15 -
Kamucu Tavır 2019 Yaz Sayı:4
03 Temmuz 2019, 18:12 -
Kamucu Tavır 2019 Bahar Sayı:3
03 Mayıs 2019, 17:38